BAKARA SURESİ 100 VE 101. AYETLER 100. Ayet: "Ne zaman bir sözleşme yapsalar, içlerinden bir topluluk, onu bozacak mı? Aslında onların çoğu inanmaz. 101. Ayet: Ve kendilerine, Allah katından, yanlarındakini doğrulayıcı bir elçi geldiğinde, Kitap verilenlerden bir topluluk, bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabına sırt çevirdiler." Bugünkü meal çalışmamda karşıma çıkan bu iki ayet, beni uzun uzun düşündürdü. Bir topluluk düşünün: Allah’la defalarca ahitleşmiş, vahiy almış, peygamberler göndermiş… Ama buna rağmen ahitlerini bozuyor, gelen elçiyi tanıdığı hâlde inkâr ediyor, hatta kendi kutsal kitaplarını bile arkalarına atıyorlar. İlk başta bu ayetlerin sadece tarihsel bir uyarı olduğunu düşünebiliriz. Ama ya değilse? Ya Kur’an bu örneği sadece Yahudiler için değil de, her çağda ilahî mesaja karşı kayıtsız kalanlar için veriyorsa? Ya “Allah’ın Kitabı’nı arkaya atmak” sadece Tevrat’a değil, bizim bugünkü Kur’an’la olan ilişkimize de bir gönderme ise? Aşağıda, hem bu ayetler ...
BAKARA SURESİ 88. AYET Ve onlar, "Kalplerimiz sünnetsizdir" dediler. Hayır, aksine Allah, inkarları nedeniyle onlara lanet etmiştir. Onlardan inananlar ne kadar azdır! Bugünkü meal çalışmamda karşıma çıkan bu ayet, beni hem düşündürdü hem de biraz ürküttü. Kalbin kapanması, duymaması, işitmemesi… Bu sadece o dönemin Yahudileri için mi söylenmişti? Yoksa biz de aynı tehlikede miyiz? Aşağıda hem kendi yorumum hem de tefsirlerden kısa bir derleme bulacaksınız. BAŞLIK: Kalplerimiz Sünnetsizidir Ayetin bana çağrıştırdığı: "İman, açık bir kalbe ihtiyaç duyar." TEFSİRDEN NOT: Kalplerimiz sünnetsizdir = Kalplerimiz perdelidir. Medine Yahudileri, Hz. Peygamber'in davetine karşı, "kalplerimiz perdelidir" yani "sizin söylediklerinizden bir şey anlamıyoruz, söylediklerin aklımıza yatmıyor." veya "kendi dinimize o kadar bağlıyız ki, bizi inancımızdan uzaklaştıracak hiçbir sözü, üzerinde düşünmeye değer bile görmeyiz, hemen reddederiz." diye...