Ana içeriğe atla

MAHREÇLER






MAHREÇLER

1.MAHRECİN TARİFİ

    Mahrec (اَلْمَخْرَجُ) sözlükte, çıkış yeri anlamında kullanılmaktadır.  Tecvid ilminde, harfin çıktığı yere mahreç denir.

    Mahreclerin sayısı üzerinde ihtilaf edilmiştir. Ferra (207/822) ve İbn Keysan (299/912) gibi bazı alimler 14; Sibeveyh (180/796), Ebu Amr ed-Dani (444/1053) ve Ca’beri (732/1332) gibi bazı alimler 16; Halil b. Ahmed (170/786) ve İbnü’l-Cezeri (833/1429) gibi bazı alimler de 17 olduğunu söylemişlerdir.

    Mahreclerdeki sayı farklılığı, kimi bilginlerin cevf’i mahreç bölgesi olarak görmemelerinden ve (ن – ل – ر) harfleri için tek mahreç kabul etmelerinden kaynaklanmaktadır.

2. MAHRECİN KISIMLARI

 2.1- MAHREC-İ MUHAKKAK:

   Harfin sesi, mahreç bölgelerinden birisine temas ederek çıkıyorsa bu yere, mahreç-i muhakkak denir. Hece harflerinin tamamının mahreci böyledir.

 2.2- MAHREC-İ MUKADDER:

   Harfin sesi, belirli bir mahrece temas etmeden çıkıyorsa, buna da mahreç-i mukadder denir. Med harflerinin mahreçleri bu cins mahreçtir.

3. MAHREÇ BÖLGELERİ

 3.1. CEVF BÖLGESİ

   Boğaz ve ağız içindeki boşluğa denir. Buradan med harfleri olan ا – و – ي harfleri çıkar.

 3.2. BOĞAZ BÖLGESİ

   Boğaz bölgesi, üç kısımda incelenir:

     A- Aksa’l-halk: Boğazın sonu, dibi, göğse bitişen ve ağıza en uzak olan kısım. Buradan sırayla, hemze (ء) ve he (ه) harfleri çıkar. İkisi de ince harflerdendir.

    B- Vesatü’l-halk: Boğazın ortasıdır. Buradan sırayla, ayn (ع) ve ha (ح) harfleri çıkar. İkiside ince harflerdendir.

   C- Edne’l-halk: Boğazın aşağısı, ağıza açılan ve ağıza en yakın olan kısımdır. Buradan da sırayla, ğayn (غ) ve ha (خ) harfleri çıkar. İkiside kalın harflerdendir.

Not:  Boğazdan çıkarılan bu harflere «huruf-i halkıyye» denir.

Tekerlemesi:

اَللَّهُ – حَيٌّ – خَالِقٌ – عَدْلٌ – غَنِيٌّ هَادٍ   

3.3. DİL BÖLGESİ

  Bu bölgede 10 mahreç vardır:

   1-Dilin sonu (kökü) ile, onun karşısında bulunan üst damak: Buradan kaf (ق) harfi çıkar. Kalın harftir.

  2- Belirtilen yerin biraz altı: Buradan da kef (ك) harfi çıkar. İnce harflerdendir.

  3- Dilin ortası ile, üst damağın ortası: Buradan da sırasıyla, cim (ج), şın (ش) veya(ي) harfleri çıkar. Üçü de ince harftir.

 

 

  4- Dilin sol veya sağ yahut her iki yanı ile, adras denilen üst azı dişlerdir: Buradan da dad (ض) harfi çıkarılır. Kalın bir «D-Z» karışımı sese sahiptir. Kalın harftir.

       Not:

      Dad (ض), zor çıkarılan bir harf olarak bilinir. Uygulamalar yanlış olabileceği için, eski müellif ve üstadlar, bu husus ile ilgili müstakil risaleler yazmışlardır. 

     Dad (ض), harfinin çıkarılışı şöyle olur: Dilin sol, sağ veya her iki yanı, üst azı dişlere hafifçe değdirilir. Dil kökü ve ortası üst damağa yükselir. Dilin ucu ise, serbest kalır. 

  5- Dilin iki kenarı ile birlikte dil ucuna varıncaya kadar üst damak: Buradan lam(ل) harfi çıkar. İnce harflerdendir.

(Kalın okunduğu yerlerde mevcuttur). Ayrıca bu harf, mahreci en geniş olan harftir.

  6- Dil ucu ve iki üst ön diş etleri: Buradan nun (ن) harfi çıkar. İnce harflerdendir.

  7- Dil ucu ile (bir miktar arkası) ile, iki üst ön dişlerin üstündeki damak: Buradan ra(ر) harfi çıkar. Harekesine ve kelime içindeki konumuna göre ince veya kalın okunur.

 8- Dil ucu ile, üst ön dişlerin dipleridir: Buradan sırasıyla, ta (ط), dal (د) ve te (ت) harfleri çıkar. (ط) harfi kalın, diğer iki harf incedir.

 9- İki şekilde tarif edilmiştir. Bazılarına göre dil ucu ile, üst ön dişlerin iç yüzleridir. Bazılarına göre de dil ucu ile, alt ön dişlerin iç yüzleridir. Sırasıyla sad (ص), sin (س) ve ze (ز) harfleri çıkar. (ص) kalın, diğer ikisi ince harftir.      

 10- Dil ucu ve ön dişlerin uçları: Buradan da sırasıyla za (ظ), zel (ذ) ve se (ث) harfleri çıkar. Bu harfler okunurken dil ucu, ön dişlerin arasından hafifçe dışarıya çıkarılır. (ظ) harfi kalın, diğer ikisi ince harftir.

3.4. DUDAK BÖLGESİ

   Bu bölgede iki mahreç vardır:

    1- Üst ön dişlerin uçlarıyla, alt dudağın içleridir. Buradan fe (ف) harfi çıkarılır. İnce harflerdendir.

   2- Dudaklar: Dudakların –arada nohut tanesi kadar boşluk kalacak şekilde- öne doğru toparlanmasıyla (büzülmesiyle) vav (و) çıkar. Dudakların normal halde kuvvetlice kapanmasıyla be (ب) harfi çıkar.  Yine normal halde ve hafifçe kapanmasıyla da mim (م) harfi çıkar.

3.5. HAYŞUM

    Geniz kavuğuna denir. Buradan ğunne ve nun-i muhfat (ihfa olunan nun) çıkar. Ancak, nun-i muhfatta ağızdan ses gelmeli ve ğunne, ince yapılmalıdır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İZHAR

İZHAR: 1-TANIMI:     Sözlükte, “ ortaya çıkarmak, açıklamak ” anlamlarına gelmektedir.     Istılahi manası, “ Tenvin veya sakin nundan sonra ا – ح – خ – ع – غ – ه harflerinden birisinin gelmesiyle oluşan tecvittir. ” İzharın Arapça manası ise: اَلإِظْهَارُ: هُوَ الْاِنْفِصَالُ تَبَاعُدًا بَيْنَ الْحَرْفَيْنِ İzhar: İki harfin arasını birbirinden uzaklaştırarak ayırmak (birbirine katmadan açıkça okumak) demektir . ÖRNEK: لِمَنْ خَشِىَ (Burada Sakin nundan sonra izhar harflerinden olan خ harfi gelmesiyle izhar gerçekleşmiştir.) Not: İzhar harflerinin tekerlemesi; الَّله    -    حَىٌّ    -    خَالِقٌ    -    عَدلٌ    -    غَنِىٌّ    -    هَادٍ ا     -     ح        -     خ   ...

İHFA

İHFA 1-TANIMI:     İhfanın sözlük anlamı “ Bir şeyi gizlemek, örtmek ” demektir. Terim anlamı ise , “ Tenvin veya sakin nundan sonra ت – ث – ج – د – ذ – ز – س – ش – ص – ض – ط – ظ – ف – ق – ك harflerinden birisinin gelmesiyle meydana gelen tecvittir. ”     İhfanın Arapça tanımı; الأِخْفاَء: حَالَةٌ بَيْنَ الْاِظْهَارِ وَالْاِدْغَامِ عَارِيَةٌ عَنِ التَّشْدِيدِ مَعَ بَقَاءِ الْغُنَّ “İhfa: Gunneyi belirtmek suretiyle, şeddeden uzak idğam   ile  izhar arasında bir okuyuş şeklidir.”       ÖRNEK: عَنْ صَلَاتِهِم          (Burada Sakin nundan sonra ihfa harflerinden olan ص harfinin gelmesiyle ihfa meydana gelmiştir.) 2-İHFANIN ÇEŞİTLERİ:    İhfa, “ Harfte oluşan ihfa ” ve “ Harekede oluşan ihfa (İhtilas) ” olarak ikiye ayrılmaktadır.    Harfte oluşan ihfa kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır: 2.1. HARFTE OLUŞAN İHFA : 2.1.1.İHFA-İ LİSANİ (D...

HARFLER

HARFLER 1.HARFİN TARİFİ:     “Harf” ( اَلْحَرْفُ ) sözlükte; “ taraf, bir şeyin ucu ve kenarı ” demektir. Çoğulu “ huruf ” veya “ ahruf ” tur.      Tecvid ıstılahında, “harf, bir mahrece dayanarak çıkan sese” denir. Nefesin, irade ve istek ile, ses tellerine çarparak çıkmasına “ses” denir. Eğer bu ses, mahreçlerden birine dokunup çıkarsa, buna da “harf” denir.       Kur’an harflerinin tamamı sessizdir. Bu harfleri seslendiren ve dilimizdeki sesli harflerin yerini tutan işaretlere de “hareke” denir. Hareke, hareket, kımıldamak anlamındadır; sükunun zıddıdır . Harekesi bulunan harfe müteharrik , harekesi bulunmayan harfe de sakin denir.   2.HARFLERİN KISIMLARI:   2.1.ASLİ HARFLER ( اَلْحُرُوفُ الْاَصْلِيَّةُ ) :    Bunlar, bilinen 29 hece harfleri dir. ا  ب  ت  ث  ج  ح  خ  د  ذ  ر  ز  س  ش  ص  ض  ط...

LAHN (OKUYUŞ HATALARI)

LAHN 1.LAHN’IN TANIMI:    Lügat anlamı, “ hata etmek, doğrudan sapmak ” anlamına gelmektedir.    Istılah manası ise “ Lahn, Kur’an-ı Kerim’i okurken harflerin sıfatlarında, harekelerinde, sükunlarında ve tecvid kaidelerinin uygulanmasında yapılan hatalara ” denir. 2. LAHN’IN ÇEŞİTLERİ:    Lahn’ın celi ve hafi olmak üzere iki çeşidi vardır. 2.1. LAHN-I CELİ:     “ Açık / Fahişe hata ” demektir. Harflerin mahreçlerinde lazımi sıfatlarında, harekelerinde ve sükunlarında yapılan hatalardır.   Kur’an’ı düzgün okuyanların anlayabilecekleri hatalardır.     a- Mahreç ve Sıfat konusunda:   Ta ( ط ) harfini dal ( د ) okumak gibi.     b- Hareke konusunda:   اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ    ayetindeki te ( ت ) harfini zammeli olarak okumak gibi.     c- Sükunlar konusunda: وَلاَ حَرَّمْنَا  ‘yı وَلاَ حَرَّمَنَا  şeklinde okumak gibi.     Veya harf zi...

HZ. ADEM

  HZ.ADEM 1. Peygamberin Kimliği ve Tarihî Konumu   Hz. Âdem (a.s.), İslam inancına göre yeryüzüne gönderilmiş ilk insan ve ilk peygamberdir. Onun şahsında, insanın yaratılışı, ilahi emanet taşıyıcılığı ve dünya hayatındaki misyonu somut bir şekilde vücut bulmuştur. Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde, özellikle Bakara, A’râf, Tâhâ ve Sâd surelerinde, Hz. Âdem (a.s.)’ın yaratılışı, meleklerle olan ilişkisi, İblis’in ona düşmanlığı ve yeryüzüne inişi ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Bu anlatımlar, Hz. Âdem (a.s.)’ın yalnızca biyolojik bir başlangıç figürü olmadığını, aynı zamanda insanlık tarihinde ilahi hikmetin ve kulluk bilincinin ilk taşıyıcısı olduğunu göstermektedir.    Allah Teâlâ, Hz. Âdem (a.s.)’ı yaratmadan önce meleklerine, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” (Bakara, 2/30) buyurarak, insanın ilahi bir misyonla yaratıldığını bildirmiştir. Halife kavramı, insanın yeryüzünde Allah’ın emirlerini ve hükümlerini uygulamak, adaleti sağlamak ve yeryüzünü i...