1.TARİFİ
İdğam, bir
harfi diğer bir harfin içine katmak demektir. İdğamın Tecvid
ilmindeki tarifi şöyledir:
اَلْاِدْغَامُ: اِدْخَالُ اَحَدِ الْحَرْفَيْنِ
الْمُتَمَاثِلَيْنِ اَوِ الْمُتَجَانِسَيْنِ اَوِ الْمُتَكَارِبَيْنِ فِى
الْاَخَرِ
“İdğam, birbirine
mütemasil, veya mütecanis, veya mütekarib iki harften birincisini, ikincisine
katmaya denir.”
2. İDĞAMIN RÜKÜNLERİ
Rükün; bir
şeyi meydana getiren asıl parçalardan her biri, direk, dayanak
demektir.
1.Müdğam: İdğam edilecek olan
(yani, kendisinden sonraki harfe katılacak olan), birinci
sakin harfe denir.
2.Müdğamün fih: İdğamın, kendisinde
icra edildiği (yani, sakin olan birinci harfin kendisine katıldığı)
ikinci harftir.
Örnek: قُلْ رَبِّ
(Buradaki lam
(ل) harfi müdğam, ra (ر)
harfi ise müdğamün fih’tir. Yani lam (ل)
harfini ra (ر) harfine
katarak (قُرَّبِّ) şeklinde
okunmalıdır.)
3. İDĞAMIN ŞARTLARI
Bir harfin, diğer
bir harfe idğam edilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:
1.İdğam
edilecek harfler, birbirleriyle mütemasil veya mütecanis
veyahut mütekarib olmalıdır.
2. Müdğam
ile müdğamün fih yan yana olmalı; ikisinin
arasına idğama mani olacak başka bir harf girmemelidir.
3. Müdğam
sakin (idğam-ı kebir şekli hariç), müdğamün
fih harekeli olmalıdır.
4. Müdğam,
harf-i med olmamalıdır.
4. İDĞAMIN YAPILIŞ
SEBEBİ
İdğam, müdğam
ile müdğamün fih arasındaki temasül veya tecanüs veya tekarüb sebebiyle yapılır. İdğam,
okuyuşta kolaylık sağlar.
5. İDĞAMIN KISIMLARI
İdğamlar,
müdğam’ın (yani birinci harfin) harekeli veya sakin olmasına göre iki kısma
ayrılır:
1.İdğam-ı Kebir (Büyük İdğam): Bir idğamda müdğam
ile müdğamün fih’in ikisi de harekeli olursa, buna idğam-ı
kebir denir. Ebu Amr’ın kıraatında mevcuttur
ve bu idğama, bu tür idğamın çokluğu, daha kapsamlı olması ve telaffuzdaki
zorluğu sebebiyle bu isim verilmiştir.
Örnek:
لَذَهَبَ بِسَمْعِهِمْ
(Burada ki be
(ب) harflerinin ikiside yani müdğam ile
müdğamün fih harekeli şekilde gelmiştir. Ve bu örneğin okunuşu şu şekildedir: لَذَهَبِّسَمْعِهِمْ)
2. İdğam-ı Sağir (Küçük İdğam):
Bir idğamda müdğam sakin, müdğamün
fih harekeli olursa, buna da idğam-ı sağir
denir. Her kıraatta bulunan bu idğam şekline, yapılması kolay ve idğam-ı
kebir’e nispetle Kur’an da daha az bulunduğu için bu isim verilmiştir.
Örnek: مَنْ
يَعْمَلْ قُلْ رَبِّ
6. YAPILIŞ BAKIMINDAN
İDĞAMLAR
İdğamlar,
yapılış şekilleri itibariyle iki grupta toplanır:
1.İdğam-ı
Tam (اَلْاِدْغَامُ التَّامُّ ): Müdğam, zat ve sıfatlarıyla
birlikte, müdğamün fih’in içinde tamamen kayboluyorsa (ikisi
şeddeli bir harfmiş gibi okunuyorsa), buna tam idğam denir.
Örnek: (اِذَّهَبَ) اِذْ ذَهَبَ (مِ مَّآءٍ) مِنْ مَآءٍ
2. İdğam-ı Nakıs (اَلْاِدْغَامُ النَّاقِصٌ): Müdğam, zatı itibariyle müdğamün
fih’in içinde kayboluyor, fakat herhangi bir sıfatıyla kendisini
hissettiriyorsa, buna da nakıs idğam denir.
Örnek: مَنْ يَعْمَلْ
(Burada, müdğam
olan nun (ن), ğunne
sıfatıyla kendisini hissettirdiği için, burada da nakıs idğam vardır.)
7. ÇEŞİTLERİ
7.1. İDĞAM-I MEAL GUNNE
İdğam, bir
harfi diğer bir harfe katmaya denir. Ğunne, genizden (burundan) gelen sese
denir.
İdğam-ı
mea’l-ğunne, ğunneli idğam, ğunne ile beraber yapılan idğam
demektir.
Tenvin
veya sakin nundan sonra يَمْنُو olarak kısaltılan و - ن
- م - ى harflerinden birisinin gelmesi ile,
idğam-ı mea’l-ğunne oluşur.
Örnek: مِنْ
وَالٍ مَنْ يَعْمَلْ
7.1.1.
İDĞAM-I MEA’L-ĞUNNENİN KISIMLARI:
1.Tam
İdğam-ı Mea’l-ğunne (ğunneli tam idğam): Tenvin veya sakin nundan
sonra, mim(م) veya nun (ن) harflerinden birisinin gelmesiyle olur. Sakin
nun ve tenvin, bu iki harfte idğam edilince, zat ve sıfatları itibariyle
tamamen kaybolurlar.
Örnek: يَوْمَئِذٍ
نَاعِمَةٌ (يَوْمَئِذِ
نَّاعِمَةٌ)
2. Nakıs
İdğam-ı Mea’l-ğunne (ğunneli nakıs idğam): Tenvin veya sakin
nundan sonra vav (و) veya (ي) harflerinden
birisinin gelmesiyle olur. Bu tür
idğamda, sakin nun ve tenvin, vav veya ya içinde tamamen kaybolmayıp,
ğunne sıfatıyla kendilerini hissttirirler. Bu sebeple bu çeşit
idğama nakıs (eksik) idğam denilir.
Örnek: اَنْ يُو
صَلَ (اَيُّوصَلَ)
7.1.2. İDĞAM-I MEA’L-ĞUNNE YAPMANIN
SEBEBİ:
Sakin nun
ve tenvinin bu harflere idğam edilme sebebi, nun(ن) ile misliyet (aynı olmaları), mim (م) ile vav (و) ’da müşterek
sıfatlara sahip olmaları, ya(ي) ’da ise mahreç yakınlığıdır. Ayrıca sakin
nun ve tenvin ile ya’nın müşterek bazı sıfatlara sahip olma yönünden de
aralarında yakınlık vardır.
7.1.3. İDĞAM-I MEA’L-ĞUNNENİN HÜKMÜ:
Bütün imamlar tenvin
veya sakin nundan sonra mim (م)veya nun (ن) harfi gelince,
idğam-ı mea’l-ğunne yapmışlardır. Bu bakımdan bu iki harfte idğam-ı mea’l-ğunne
yapmak vaciptir.
Vav veya ya harfine gelince: İmam Hamze’nin birinci ravi’si Halef hariç, yine bütün imamlar ğunne ile beraber idğam (yani idğam-ı mea’l-ğunne) yapmışlardır. Halef ise, ğunnesiz idğam (idğam-ı bila ğunne) olarak okumuştur. Bu bakımdan bu iki harfte idğam-ı mea’l-ğunne yapmak caizdir.
7.1.4. İDĞAM-I MEA’L-ĞUNNENİN
MERTEBESİ:
İdğam-ı mea’l-ğunne’nin
müddeti (yapılırken tutulma süresi) bir buçuk elif miktarıdır.
7.2. İDĞAM-I
BİLA ĞUNNE
İdğam, bir
harfi diğer bir harfe katmaya denir. Ğunne, genizden (burundan) gelen sese
denir.
İdğam bilağunne;
ğunnesiz idğam, ğunne olmadan, genizden ses getirmeden
yapılan idğam demektir.
Tenvin veya sakin nundan sonra (ل
– ر) harflerinden birisinin gelmesiyle İdğam-ı bila
ğunne oluşur.
Örnek: (مِرَّبِّهِمْ) مِنْ رَبِّهِمْ
Not:
Bu örnekte
görüldüğü gibi, idğam bila ğunnelerde yapılan idğamlar, tam
idğamdır; yani sakin nun ve tenvin, kendilerinden sonra gelen (ل-ر) harfleri içinde tamamen kaybolurlar.
7.2.1. İDĞAM-I BİLA ĞUNNE YAPMANIN
SEBEBİ:
Tenvin ve
sakin nun’un lam ve ra harflerinde idğam edilmesinin sebebi, bu
harfler arasındaki mahreç yakınlığıdır. Bu sayede, okuyuşta
kolaylık sağlanmış olmaktadır.
7.2.2. İDĞAM-I BİLA ĞUNNENİN HÜKMÜ:
Bütün
kıraat imamları, lam ve ra’dan önce gelen tenvin
ve sakin nunu, ğunnesiz idğam (idğam bila ğunne) ile
okumuşlardır; bu bakımdan hükmü vaciptir.
7.3. İDĞAM-I
MİSLEYN
Mahreçleri
ve sıfatları aynı olan iki harften birincisi sakin, ikincisi harekeli olarak
yan yana gelirse, birinci harfin ikinci harfe idğam edilmesine (katılmasına)
idğam-ı misleyn denir.
Örnek: مِن
نَارٍ حَقٌّ
Yukarıdaki
misallerde de görüldüğü üzere, idğam-ı misleyn, iki kelimede olduğu gibi, bir
kelimede de olabilir.
7.3.1. İDĞAM-I MİSLEYN MEA’L-ĞUNNE:
Mim (م) ile nun (ن) harflerinde
yapılan idğamdır. Buna göre,
sakin mim’den sonra harekeli bir mim veya sakin nun’dan sonra harekeli
bir nun gelince, bunlar kendi aralarında idğam edilirler.
Örnek: وَهُمْ
مِنْ صُمٌّ
Bunlar idğam ile okurken, nun ve mim’deki ğunne sıfatını
göstermek için, bir buçuk elif miktarı tutmak gerekir.
7.3.2. İDĞAM-I MİSLEYN BİLA ĞUNNE:
Birinci
kısımda zikredilen mim ve nun dışındaki harflerin
(birincisi sakin, ikincisi harekeli olunca) birbirlerine idğam
edilmesine denir.
Örnek: يُدْرِ
كْكُمْ اِذْ ذَهَبَ
Not:
İdğam-ı misleyn bila ğunne için özel bir tutma
zamanı ayrılmaz.
7.4. İDĞAM-I
MÜTECANİSEYN
Mahreçleri
bir sıfatları başka olan iki harften birincisi sakin, ikincisi harekeli olarak
yan yana gelirse, birinci harfin, ikinci harfe idğam edilmesine idğam-ı
mütecaniseyn denir.
Asım
Kıraatının Hafs rivayetinde, mütecanis harfler üç grupta toplanmıştır:
1.Ta (ط) dal (د) te (ت) harfleri: İdğamın
şartlarını taşıdıkları zaman bu harfler birbirlerine idğam edilir.
Örnek: مَا
عَبَدْتُمْ لَقَدْ تَابَ
(Bu örneklerdeki idğamlar tam idğamdır. )
Örnek: فَرَّ
طْتُمْ اَحَطْتُ
(Bu iki örnekte ise nakıs idğam
yapılır. )
2. Za (ظ) zel (ذ) se (ث) harfleri: Bunlar da,
idğam şartlarını taşıdıkları zaman, kendi aralarında idğam edilirler.
Örnek: اِذْ
ظَلَمُوا يَلْهَثْ ذَلِكَ
(Bu misallerde tam idğam yapılır.)
3. Be (ب) ve mim (م) harfleri: Sakin be’den
sonra, harekeli bir mim gelince, ba, mim’de idğam edilir.
Örnek: اِرْكَبْ
مَعَنَا
(Bu grubun
örneği Kur’an da tek yerdedir. Burada tam idğam yapılır
ve bir buçuk elif miktarı tutulur.)
7.5. İDĞAM-I
MÜTEKARİBEYN
Mahreçleri
ve sıfatları, yahut hem mahreçleri hem de sıfatları bakımından birbirleriyle
yakınlığı olan iki harften birincisi sakin, ikincisi harekeli olarak yan yana
gelirse, birinci harfin ikinci harfe idğam edilmesine idğam-ı
mütekaribeyn denir.
Asım
kıraatında, mütekarib harfler iki grupta toplanmıştır:
1.Lam (ل) ve ra (ر) harfleri: Bu iki harf
arasında hem mahreç hem de sıfat yakınlığı vardır. Bu
bakımdan sakin lam’dan sonra harekeli bir ra harfi gelince,
lam ra’da idğam edilir.
Örnek: (قُرَّبِّ) قُلْ رَبِّ
Bu grupta tam idğam yapılır ve özel
bir tutma zamanı ayrılmaz.
2. Kaf (ق) ve kef (ك) harfleri: Bu iki harf
arasında da mahreç ve sıfat yönünden yakınlık vardır.
Örnek: اَلَمْ
نَخْلُقْكُمْ
(Bu örnekteki idğam, tam veya nakıs
olarak yapılabilir. İkisi de caizdir.)
7.6.
İDĞAM-I ŞEMSİYYE
Lam-ı
tarif’ten sonra şemsi harflerden birisi gelirse İdğam-ı
şemsiyye olur. Bu durumda lam-ı tarif kendisinden sonra gelen şemsi harfte
idğam edilir.
Şemsi harfler
14 tanedir:
ن
ل ظ ط
ض ص ش
س ز ر
ذ د ث ت
Harflerin kolay ezberlenmesi için tekerleme:
تُبْ
ثُمَّ دَعْ ذَنْبًا
رَمَى زِدْ سُمْعَةً
شِمْ صَدْرَ ضَيْفِ
طَابَ ظَنَّ لَهُ
نِعَمْ
7.6.1. İDĞAM-I ŞEMSİYYE MEA’L-ĞUNNE:
Lam-ı
tarif’ten sonra (ن) nun harfi
gelince olur ve bir
buçuk elif miktarı tutulur.
ÖRNEK: وَمِنَ
النَّاسِ وَالنَّجْمِ
7.6.2. İDĞAM-I ŞEMSİYYE BİLA ĞUNNE:
Lam-ı
tarif’ten sonra, nun’dan başka diğer 13 şemsi harften birisinin gelmesiyle
olur ve okunurken özel bir tutma zamanı ayrılmaz.
Örnek: اَلشَّمْسُ اَلرَّحْمَنُ
İdğam-ı Şemsiyyede yapılan idğam, tam
idğamdır. Bu bakımdan lam-ı tarif, kendisinden sonra gelen şemsi
harfin içinde tamamen kaybolur ve şemsi harf, şeddeli bir harfmiş gibi okunur.
Not:
فَالْتَقَمَهُ - اِذِ
الْتَقَيْتُمْ - فَالْتَقَى الْمَآءُ -
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ - اَلْسِنَتُكُمْ
Yukarıdaki
misllerde de görüleceği üzere, bazı kelimelerde bulunan lamlar, lam-ı
ta’rif olmayıp, kelimenin aslından olduğu için, idğam-ı şemsiyye hükmüne
girmezler.
Not:
اَللَّطِيفَ -
اَللَّيْلُ
Yukarıdaki
örneklerde olduğu gibi, şemsi harflerden olan “lam”
gelirse bu takdirde idğamı şemsiyye olduğu gibi idğam-ı misleyn demek
de mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder